Önceden sıkıcı bulduğum pazar günleri yerini cumartesi akşamından başlayan tatlı telaşa ve sabah alarmdan önce uyanma heyecanına bırakmış iyice. Aynı heyecanla uyandığım her pazar sabahı bunun kanıtı. Daha da güzel olan tüm ekibin aynı heyecan ve mutlulukla hareket ediyor olması. Aynı duygularla ortak paydada bulunduğun ortamlar bir başka, bir de o ortam doğadaysa bambaşka…
Bal ormanları….Kulağa ne kadar da şirin geliyor, zaten bulunduğu mevkiinin adı da Şirinyer. Bu pazar rotamızı Şirinyer köyünün güneyindeki bal ormanlarına çevirdik.
Yol yakın olduğu için 7:30 da hareket edecekti aracımız. 29 kişilik ekip hazırdı ve tam zamanında döndü tekerler Şirinyer köyüne kadar. Bu güzel köyü geçtikten sonra durdu aracımız. Hazırlıklarımızı tamamlayıp başladık adımlamaya. Hava bulutlu ve ılıktı yani tam yürüyüş havası.. Görkemli ağaçlar arasından ilerlerken sağ tarafımızda da kısık vadisi eşlik ediyordu bize. Ve vadinin derinliklerinde gelen su sesi…Karlar da ılık havaya direnememiş olacak ki vurmuş kendini vadinin derinliklerine 😜..
Keyifle devam eden yürüyüşümüze rüzgarın en az hissedildiği yerde kahvaltı molası vererek devam ettik. Subatan yaylasına da uzaktan bir selam verdikten sonra doğuya doğru yönelip Tabak Deresi sırtına vardık. Orda da güzel karelerle anı ölümsüzleştirdikten sonra aşağıya doğru yöneldik. İnişler genelde dönüş yolunu temsil eder. Dönüşe geçtikten sonra yine rehberlerimizin uygun gördüğü yerde güzel bir kahve molası verdik. Damağımızda kahvenin tadı, zihnimizde muhteşem manzaralardan geriye kalanlar, içimizde bir pazarı daha doğada geçirmiş olmanın huzuru ve mutluluğu ile başladığımız yere döndük. Ve saat 13:30’u gösteriyordu. 13,4 km’lik orta zorlukta bir parkurdu ve çok keyifliydi.
Biz doğayı çok seven, doğayaya saygı duyan ve onunla uyum içinde hareket ederken bundan çok keyif alan doğa sever sporcularız. Bizim gibi düşünen, hisseden herkesi bekleriz.
